18 Mayıs 2020 Pazartesi

DİN FELSEFESİ-10:THEODİSE (KÖTÜLÜK) PROBLEMİ

        THEODİSE (KÖTÜLÜK) PROBLEMİ



Kötülük Sorununun Tanımı

Kötülük kavramını daha çok kötü olan şeylerden  hareketle tanımlamak mümkündür. Bu anlamda kötülük, ‘fiziksel engel ve acı, zihinsel engel ve ıstırap, psikolojik rahatsızlıklar, karakter bozuklukları, adaletsizlik, doğal afetler ve ahlaki kötülük’  kavramlarını kapsar niteliktedir.

Kötülük iki kategoride ele alınmaktadır:

  1. Doğal Kötülük
  2. Ahlaki Kötülük

Doğal kötülükler daha çok insan iradesinden bağımsız olarak meydana gelen ve insanların acı çekmelerine veya ölmelerine sebep olan doğal afetler ve ölümcül hastalıklar ve fiziksel engellilikleri içermektedir.Ahlaki kötülük ise, insanın özgür iradesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan öldürmek, yaralamak, yalan söylemek, çalmak, dürüst olmamak iki yüzlülük, korkaklık vb. ahlaki olmayan karakter ve davranışları ifade eder. Epikür, St. Augustine, David  Hume ve J. L. Mackie gibi teist ve ateist düşünürlerce ifade edilmiştir.

Kötülük problemi temelde şu iki önermenin nasıl bağdaştırılabileceği ile alakalıdır:

  1. Mutlak Bilgi, kudret ve iyilik sahibi olan Tanrı vardır.
  2. Âlemde kötülük vardır.

Bu iki önermenin birlikte tutarlı bir şekilde savunulamayacağını savunan ateistler buradan, ya Tanrı’nın var olmadığını, ya da teistlerin öngördüğü sıfatlara sahip olmadığını ileri sürmektedirler. Örneğin ateist felsefeci Mackie, ’Tanrı’nın her şeye gücü yeter’, ‘Tanrı bütünüyle iyidir’ ve ‘kötülük vardır’ önermeleri arsında çelişki bulunduğunu savunmaktadır.

Teistlerin kötülüğün varlığını Tanrı’nın iyiliğiyle veya adaletiyle bağdaştırma çabalarına ise ‘teodise’ adı verilmektedir.

Kötülüğün Kaynağı ve Teodiseler

Platon ile sudûr anlayışını benimseyen Plotinus ve Yeni-Eflatuncu filozoflara göre kötülüğün kaynağı maddedir. Farabi ve İbn Sina da bu anlayışı benimsemiştir. Onlara göre kötülük maddenin ilahi nizamı tam olarak yansıtma potansiyelinden yoksun olmasından kaynaklanmaktadır. Bu anlayışa göre, insanın maddi bir yönünün bulunduğundan hareketle, özellikle doğal kötülüğü açıklamak için ortaya konan bu ilkenin ahlaki kötülükle de ilişkilendirilebileceği anlaşılmaktadır.

Sudûrcu anlayışı benimseyen birisi için bu anlayış tatmin edici gözükebilir. Ancak klasik teist anlayışın kabul ettiği yaratma fikrine inanan bir kimse için maddi âlem de Tanrı tarafından yaratıldığından dolayı, onun eksik yaratılması ilgili ilahi sıfatların mutlaklığını da tartışmaya açacaktır.Farabi ve İbn Sina’ya göre aslî olan iyiliktir. Kötülük arızidir. Hatta İbn Sina’ya göre kötülük yetkinliğin/kemalin bulunmayışı olduğundan müstakil bir varlığa sahip değildir.St. Augustine de benzer bir görüşü daha önce savunmuştur. Ona göre kötülük Tanrı’nın yarattığı bir şeyin işlevini yitirmesidir.

 

1.     Süreç Teodisesi

Bu teodise, Alfred N. Whitehead’in süreç felsefesine dayanmakta ve sınırlı bir Tanrı anlayışını öngörmek suretiyle klasik teizmden ayrılmaktadır.Süreç teorisine göre Tanrı’nın çift kutuplu bir tabiatı vardır. Biri değişmeyen aslî; diğeri değişen, oluşan  olmak üzere iki yönlüdür. Tanrı değişen/oluşan tabiatı ile alemdeki yasalara tabidir. Bu durumda diğer varlıkları mutlak kontrolü söz konusu olmadığından onları ikna etmek suretiyle âlemde fiilde bulunur. Varlıklar Tanrı’nın isteklerine boyun eğmek zorunda olmadıklarından dolayı âlemde kötülük ortaya çıkar.

Süreç teodisesine göre Tanrı âlemi yaratmakla risk almıştır. Tanrı âlemin mutlak yaratıcısı olmadığından bu yapıya müdahale etme  gücüne de sahip değildir. Hatta bu anlayışa göre, O da bir yönüyle bu oluşum sürecine tabi olmakta, âlemdeki kötülüğe o da maruz kalmaktadır. Bu durumda Tanrı âlemdeki kötülükten sorumlu değildir, çünkü kötülüğü önlemek O’nun gücünü aşmaktadır.Bu teorinin en büyük açmazı kötülük probleminden daha büyük bir probleme dönüşen bir Tanrı anlayışına sahip olmasıdır. Sınırlı Tanrı anlayışının Tanrı kavramıyla çelişkili olduğu gözükmektedir.

2. Özgür İrade Savunması

Bu anlayış, insanın ahlaki bir eylemi özgür iradesiyle seçebilmesi için iyilik kadar kötülüğü de gerekli gören ve böylece kötülüğün varlığın teistik sistem içerisinde açıklamaya çalışan teodisedir. Alvin Plantinga’nın savunduğu bu anlayışa göre, özgür irade sahibi varlıkların bulunduğu bir dünya, özgür irade sahibi varlıkların bulunmadığı bir dünyadan daha iyidir.

Tanrı, özgür varlıklar yaratıp onları sadece tek bir seçenekle baş başa bırakmaz. Çünkü bu durumda onlar ahlaki açıdan doğru olanı kendi iradeleriyle seçmemiş olacaklardır.Dolayısıyla, ahlaki açıdan özgür bireyler yaratmak için, iyiliği de kötülüğü de özgür bir şekilde seçebilen bireyler yaratmak gerekir.Özgür irade sahibi varlıkların bir kısmı tercihlerini kötülükten yana kullanmışlardır. Âlemdeki kötülüğün kaynağı da budur.

Mackie, mümkün dünyanın en iyisini yaratmanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Ancak Plantinga’ya göre mümkün dünyaların en iyisi düşüncesi doğru değildir. Çünkü her zaman daha iyisi düşünülebilir. Ayrıca özgür irade sahibi varlıkların yaşadığı bir dünyada iyilik kadar kötülüğün varlığı da gereklidir.

 

3. Ruhsal (Ahlakî) Gelişme Teodisesi

John Hick’in Helenistik dönem kilise babalarından St. Irenaus’a dayandırdığı bu yaklaşımın temelinde Tanrı’nın, insanın bilgisel ve ruhsal gelişimi için kötülüğün de bulunduğu bir âlem yarattığı düşüncesi vardır.Bu yaklaşıma göre Tanrı insanı bilgisel ve ruhsal açıdan mükemmellikle değil de gelişimini sağlayacak potansiyele sahip biçimde yaratmıştır. Bunun iki nedeni vardır:

  1. Aksi takdirde yaratan ile yaratılan arasında epistemik bir boşluk bulunmayacak ve insan Tanrı’nın varlığını özgür iradesiyle kabul ya da inkar eden otonom varlıklar bulunmayacaktı. Yani, insanların gerçek anlamda özgür olabilmeleri için Tanrı ile aralarında bilgisel bir boşluğun bulunması gerekliydi.
  2. İnsanın ahlaki tabiatı gereği kötülüğün de bulunduğu bir ortamda, bir takım şeylere karşı koyarak ahlaki olarak doğru olanı özgür iradeleriyle tercih etmeleri daha değerlidir. Bu durum insanın ahlaki gelişimi de neden olacaktır.

Bu durum insanın ahlaki gelişimine katkıda bulunacak ve yaptığı iyiliği daha değerli kılacaktır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder